tüm gün oturdum garda, seni bekledim. 3 saat önceydi, sana benzeyen ne çok insan olduğunu fark ettim. eteklisi, gömleklisi, elbiselisi hepsi sana benziyordu. kıvırcıktı senin saçların ve kızıl; ama düz saçlısı, sarı saçlısı, siyah saçlısı herkes sana benziyordu. herkes sen olmuştu; ama sen herkes olmamıştın. 7 saat önceydi, bana aylar önce dinlememi tavsiye ettiğin şarkıyı dinledim. yanımda bir çocuklu bir kadın, çocuk ağlıyordu. kadının kucağındaki kız da sana benzeyecekti büyüyünce. iri yeşil gözleri vardı. şarkıda da öyle diyordu zaten yeşil gözlerinden sevda süzsem ne çare, yağmur olup yüreğine düşsem ne çare. 25 dakika kadar önceydi, üşüdüm. garda çay satan küçük bir çocuk vardı, 15inde yok henüz. ondan bir sıcak çay aldım. hani biz denize bakar, çay içerdik seninle. ben garı deniz yaptım, görmen gerek; trenler ne komik gemilere dönüştü. 10 saat kadar önceydi, genç bir çift yakın bir şehre gidiyordu. trene mutlu bindiler. günübirlik bir yolculuk yaptılar birbirlerine, 2 saat kadar oluyor geldiler. hala mutlulardı. 2 saat kadar önceydi, o genç çift trenden mutlu inerken şehrimde akşam oldu. güneş pılını pırtısını toplayıp gidiverdi koca şehrin üzerinden. hatta bir ara da kar yağdı, ben o yüzden geciktiğini düşündüm trenin. gözüm geliş gidiş saatlerini gösteren o elektronik levhaya takılı kaldı. konya'dan 3, eskişehir'den 5 tren geldi; sen gelmedin. 6 saat kadar önceydi, senin bana aldığın kitabı bitirdim. bitirince 15 dakika düşündüm. bence de ana karakter haklıydı. 4 saat önceydi, tren sesleri arasında bir de kuş sesi duydum. duymazlıktan geldim, sen kuşları sevmezdin; ben de onları duymadım. zaten hiçbir kuşun sesi, senin gülüşün kadar güzel değildi. 1 saat önceydi, elinde nergisler olan bir adam koşarak sana geliyordu. kıskandım. senin üstünde lacivert bir etek vardı, saçlarını dağınık toplamıştın. sonra dikkatli bakınca, düşününce hatırladım; herkes sen oluyordu, sen herkes olmuyordun. rahatladım. son 5 dakikadır, seni çok özlüyorum. garda saatler çok zor geçiyordu, kendimi dışarı attım. şimdi lunaparkın önünden geçiyorum. geldiğin zaman seni buraya getireyim, olur mu?