top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

kaçamak


kalemin kağıda değerken çıkardığı sesti bizim şarkımız. sen bana ilham verirdin, ben sana kelimeler bulurdum. bir gün bir masal kahramanı yapardım seni, bir gün uzakta bir sokak lambası. kaldırımların üzerine düşen zayıf, sarı bir ışık. sana söyledim mi hiç bilmiyorum, bence dünyadaki tüm sokak lambaları beyaz olsaydı dünya daha güzel bir yer olurdu. hastanedeki ışıklar beyaz olsaydı daha çabuk iyileşirdi hastalar. söylemedim galiba, olsun. şimdi benim çektiğim fotoğraflar var. çektirdiklerim de var tabi. biliyor musun, öyle mutluyum her fotoğrafta. sahi gülmek ne kolay. sen bana kötü masallar anlattın, biz seninle hüzünlü şarkılar söyledik. kapıyı çalınca bir gün sardunya, sen bana kal demedin. ben notalardan korkarım. bak işte bunu mutlaka söylemişimdir, notalarla aram iyi olmadığı için asla bir müzik aleti çalmadım. senin sesin şarkı söylemeye uygun değildi. bense sadece eylemin sesini taklit edebiliyordum, buna da şarkı söylemek denemezdi. ama yine de deniyorduk şarkı söylemeyi. kimi zaman tiyatroya giderken. ah benim güzel abim, uzun abim, uçurum çiçeği abim... tiyatroları severim. sezon bitecek yine, üzülüyorum. bunu söyledim biliyorum, tiyatroya geç kalmaktan korkarım. biliyor musun şanslı olduğuma inanıyorum. o ve ben, biz erken gidiyoruz tiyatrolara. oturuyoruz, konuşuyoruz. seninle kahve içerdik, onunla sistemi eleştiriyoruz. sence de saçma değil mi fuayelerde satılan kahvelerin ve çikolataların normalden daha pahalı olması? ah, gerçekten tanışabilseydiniz keşke, eminim çok eğlenirdim. biliyor musun bir uçurtmam var artık. anlatmış olmalıyım uçurtmalarla olan kötü anılarımı. 50.yıl parkında uçurtma uçurmaya izin vermiyorlarmış. bisiklet de mi yasakmış ne... insanların çocuk olabileceği tek yer hayalleri mi ziya? sen de hayallerinde önce yasakları, sonra ozonu deliyor musun? geçtiğimiz günlerde bizim şarkılarımızın benim şehrimde olduğunu söyleyecektim sana. sonra düşündüm. iyi ya da kötü bir veda yok mu aramızda? ben anlarım ziya, neyin neden olduğunu da anlarım, korkma. senin konserden haberin olacağını da bilirim. bu yüzden de sesimi çıkarmam. zaten sessizlik bizim en güzel şarkımız. hayat güzel, hava güneşli. tahmin ediyorum senin "için de" bahar. ne diyeyim öyleyse, hayat kısa kuşlar uçuyor. sanırım artık kuşlardan korkmuyorum. gün gelecek balık da yiyeceğim. umutla doluyum ziya umutla. bunu söylediğimi biliyorum, "hani" kitabını okuma zamanım geldi. bu arada kütüphanem hasan ali toptaşlarla doldu. kitapların bekleme süresi olduğunu söylüyor o. beni ikna edebiliyor. bazı geceler film de izliyoruz. tanışmalıydınız ziya. biliyor musun şu an soğuk ve mesafeli cümleler okuyor olmalıydım. türkiye'nin bir yerlerinde şirketler bölünüyormuş. duygular, akıllar bölünmesin be ziya. sana söylemedim, ev hala kahve kokuyor.

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page