top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

tablo


gecenin en karanlık anında gökyüzüne baktığında gördüğün renk siyahtır. şanslıysan yıldızları da görürsün. senin köyünde var mesela, benim yazlığımda, benim evimde... onun şehrinde yok. onun şehrinde ışıklar var, gürültüler ve turistler. gökyüzüne bakmayı da bilmez o. ama acı çekmeyi bilir kendince. işte öyle bir gecede çıkıvermişti siyah. şimdi konu neydi hatırlamıyorum bile. zaten detaylar hep unutulur. insanlar da... yoğun olduğum bir yılda resim yapma sevdasına düşmüştüm. aklımda tek bir isim tüm gün yankılanıp duruyordu. sanki deli gibiydim. başka hiçbir şey düşünmüyordum belki. en ufak detaydan hatırlardım. hatırlamak ne yanlış bir kelime bu durum için. önce unutmalı hatırlamak için. neyse, ilk yaptığım tabloyu anlatacağım sana. setin kendisinde bulunan ucuz bir tuvaldi. onu siyaha boyadım. öylesine güzeldi ki. derindi çünkü siyah. koyuydu ve karanlık ve korkutucu; bir o kadar da çekici. "vedaların da vahşi bir hazzı var" siyah, vedaydı. birkaç gün bekledim. o an hiç bir şey düşünmediğimi hatırlıyorum. sadece siyahı düşündüm. balkondaydım. karşımda bir manzara vardı, mavi, yeşil, göl ve belki tekneler... hayır. sadece siyah. bir kaç gün bekledim. siyah kurudu. ben de üzerine renkler koydum. her renge bir anlam verip hangisini daha çok hissediyorsam onunla boyadım. görmelisin -ki görebilirsin de- bir renk festivali vardı orada. ama renkler aceleciydi. kaçar gibi siyahtan ya da ona sığınır gibi. ikisi için de koşmak gerekir. renkler koşuyordu, görmeliydin. adımı sakladım bir yerlerine o karmaşanın. geçenlerde baktım ben de bulamadım. garip. oysa ben koymuştum onu oraya. unutmak böyle bir şey mi? sonra ona söyledim, dedim ki " sana siyahın hikayesini anlatacağım. yaptığım ilk tabloyu sana vereceğim." çekindi, önemi olduğunu söyledi benim ve ailem için. "hayır" dedim. "tam dört yıldır kitaplığın üstünde duruyor" veremedim. bir daha konuşmadık. kapanıştı siyah, demiştim ya vedaydı. annem temizlik yaparken ayırmış geçen gün. onu ve boyadığım mavi laleleri. laleleri odaya göre renklendirmiştim. duvara asılırsa solmazlar diye. annem çerçeveletmemi söyledi resimleri. yapılacak işlerimin arasında bu da duruyor. hangi kitaptı hatırlamıyorum, orada da siyahla ilgili bir şeyler okumuştum. neden ölüm rengi olduğundan bahsediyorlardı galiba. okuduktan sonra ben de düşündüm. renkler üzerine, anlamlar üzerine ve insanlar üzerine... artık düşünmüyorum. ben bile kendimi bu kadar şaşırtabilirken insanların bana neler yaptığına ya da benim onlara neler yaptığıma pek şaşırmamak gerekir. bugünlerde sessizliğin rengi siyah. garip. içimde yoğun bir şeyler var. volkanlı kartın üstünde betimlenen dumanlar gibi, koyu gri ve hatta siyah. ona da kızacağım hatta. sana anlatmıştım. ölüm siyah mı? korku siyah mı? gözyaşının şeffaflığından da ulaşılır mı siyaha? bilmiyorum. siyah net. fazla net hatta. içi dışı bir. her yeri siyah. kaçışın yok. elektrikler kesilse ve kaldığın oda siyah olsa aynı şey mi anlatmaya çalıştığım siyahla? sana nasıl anlatacağım siyahı sen beni en renkli halimle hayallerine koyarken? ama gerçek siyah. gördüğün renkler sadece siyah üzerinde bir karmaşa. işte bu sadece başlangıcı siyahın hikayesinin. sevdiğin antolojiyle de o tanıştırmıştı beni. yine detaylarını hatırlamadığım bir konuşma esnasında siyahtan bahsediyorduk. belki de aynı konuşmadır. "gece"yi getirdi bana. yoksa o konuşmada aydan ve ışıktan mı bahsediyorduk, bilmiyorum. geçmiş de siyah. silinen her şey yerini boşluğa bırakıyor. bir kuyunun dibine bakmak gibi anıları hatırlamaya çalışmak. gördüğün tek şey siyah. kalbimin sesini duyar gibiyim. inceden, küçük ve çekingen bir sesle kırılıyor. şimdi ben, bir sivrisineğin kanımı emişini izler gibi kalbimde akmayı hiç kesmeyen o ince kanı izliyorum. kaşındıracak çünkü öldürsem bile. bana eşlik eder misin? ama sadece sessiz ol istiyorum. susup öylece izleyelim. belki sonra şiir okuruz, belki sonra şarkı söylerim. belki bana üzülmek de yakışır. mutsuzluğumu bekliyor mudur sence? bir insan neden sadece kötü günleri bekler? ben insanları anlamıyorum. bu yüzden esirgiyorum siyahın hikayesini onlardan. sana işte sunuyorum şimdi birazını. bir giriş, bir gelişme ya da düğüm hangisi? seni anlamak istiyorum. sana anlatmak da istiyorum. bir gün beraber yorumlayalım o acemi tabloyu. ruhumda ters ışıklar var. sızan güneş sendendir. kafamda yüzlerce fotoğraf. hadi, gel biraz sonuçlara bakalım. eğer hayal ettiğim gibiyse güzel fotoğraflar çektim. senin ışığın dağıtır mı geceyi? hadi, bir deneyelim.

5 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page