top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

an


"işte sen öyle, sen öyle bir hüzün aklımda. neden? nedeni yok. bazı şeyler nedeni olmadan da var olabilir. kim suya su demiş mesela? kim koymuş gizli gümüş nitratları fotoğraflarımıza? kim neden yakmış yazdıklarımızı? sordum, sen öyle bir sustun dudağımda. bazı insanlar konuşmadan da durabilir. ben ben hep konuşmak istedim. biz hep sustuk. kimin aklına gelir böyle şeyler. insanlar nasıl konuşmadan durabilir? işte sen öyle, sen öyle bir bıçak ruhumda. neden? nedeni çok. tek tek saysam adıma geveze derler. sen çok konuşanları sevmezsin. ben çok konuşmayı severim. dinleyecek biri elbet bulunur. ama nasıl bulunur? kimse bunu söylemez. kimse sana bir radyo al demez mesela. "merhaba ey susup dinleyenler" işte sen öyle, sen öyle bir kelime hala kağıtta." sonra bir an geldi durdum. yaşadığım onca anıyı tek tek geçirdim zihnimden. an geldi, dakika oldu, dakika gitti saat geldi. saat gitti bilemeyip ne yapacağını gün oldu. devrildi, dolandı, yuvarlandı. ben ona hiç dokunmadım. günler sonra bu kağıdı buldum. ben bu kağıdı, bu kağıdı ben sana, senin için, yani, seninle... her neyse. hangi gün bilmiyorum, masaya baktım masada yok. eve gelen temizlikçi çöpe atmış diye çok korktum. gördüler mi seni? anları, anıları? ama nasıl olur, buraya koymuştum. yoksa sen, sen mi aldın? çünkü ben o kağıdı senin için, yani sana. ama yok, gözüme ilişti bir zaman sonra. çekmecemin arkasına düşmüş, zararı yok, sadece biraz kalbim kırılmış. sonra bir gün oldu, aldım elime çakmağı. dedim sen mi, yani sen, sen ne zaman okursun ki bu kağıdı, ben burada kendi kendime dedim sonra. kendi kendime, deneye yanıla sana hazırladım. bu kağıdı ben sana, senin için. sadece bu değil daha nicesi, işte bak. çekmeceler, dolaplar, sandıklar, kutular. her yer. ama şömine değil. elim yandı, bıraktım. çünkü ben senin için. * sonra bir an onu hatırladım. o bana, hep bir şeyler yazardı. biraz depresifti, içi karanlıktı biraz. evet, acılar bulurdu kendine acılar, onları büyütür büyütür kağıtlar yapardı. kağıttan gemiler. sonra ne oldu bilmiyorum. yani şimdi nerede, ne yapıyor... ha yok, onu bir daha hiç görmedim. neden ayrıldık... pek emin değilim. bunalmıştım sanırım. dışarıdan bakınca güzel tabi kağıtlar yazılar. ilk zamanlar ben de öyle düşünmüştüm. zamanla işin rengi değişiyor. evet ben, ben renkleri severim.ama bu öyle değil. nasıl anlatsam koyu bir renk. okuması, anlaması zor. yok canım, sıkıntımın tek sebebi bu değil tabi. bunu aşalı uzun zaman oldu. başka başka şeyler de var. hayır hayır, özel değil, anlatırım tabi. sinirim bozuk sadece. geçen gün evde az daha yangın çıkıyordu biliyor musun? sebebi mi? bilmiyorum. belki tüp, belki elektrik kontağı.

8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page