top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

2603


ve o odada uzun uzun, yalnız yalnız, gözümü hiç kırpmadan kendimi düşündüm. insan kendini şiirlerde, şarkılarda buluyor. dinlediğim şarkılar da hep şiirlerden çıkma. abim vardı, abim; şarkıların ne dediğiyle bu kadar ilgiliysen şiir oku derdi, ben şiir de okurdum.

sabah baş ağrıları berbat şeydir. yüzümün sol yanı uyuşuk. insanın aklına bin türlü şey geliyor. bir teyzem vardı, ütüyü hiç açmadan ütünün derdine düşerdi. evi yanardı mesela, ateş oturma odasının tüllerini yutup üst kata çıkardı. yengemi de aynı ateş yok ederdi. komşuydular. üst kattan ses gelse teyzem ürkerdi. ailelerin iç huzuru en çok komşular için önemlidir. korkaktı benim teyzem fakat isteyerek yaptığı bir şey değildi bu. ben de biraz ona mı çekmişim nedir, beynimde bir tümör ve iyi komşular besliyorum.

soran olursa bir küçük şehirde bir küçük insandır dersiniz. hoş bu saatten sonra beni kim soracak. değişik huylarım var benim. yazdıklarımı 5 kişi düzenli okur fakat ben asla onlara bir şey yazmadım. bir kedim var, kedim; erkek ve beyaz. her gece benimle uyur fakat ben onun çoğalmasına asla izin vermedim. haklarınızı diyorum, ben yiyorum geceleri. elifim, bu arada sen nasılsın?

her sabah aynı odada aynı yalnızlığa gelirim. akademik bir yalnızlık bizimkisi (odalar kalabalıktır), görece seçkin. sizin alelade yalnızlıklarınıza benzemez. zaten bir yazar ve şairlerin acıları da düpedüz sizinkinden başkadır. sözlerimi okuduğum şiirler duysa, bana küserlerdi. zaten böyle tuhaf kibirler üstüme bol gelir. ben düpedüz yalnız bir insanım, akademiden bağımsız.

birazdan hepsini sileblirim yazdıklarımın. yeterince yeterli bulmazsam eğer. bir romanım vardı benim romanım, asla yeterli olmamıştı hiçbir şey için. ve asla roman da olamamıştı. 124 kağıt israfı, evet, tam da kendisi.

kısa öyküleri sevmeyenlerim var. kısa yazıları da diyebilirim pek tabii. bense kısa günleri sevmem mesela. kısa yolculuklar da biraz hayal gibi gelir. belki de odanın yalnızlığı bu yüzdendir. belki de herkes alıp başını uzun günlere yerleşti. gönlünde kış olana bahar gelmez gibi bir şey yazmıştı geçtiğimiz gün biri. kızım uyan, dışarıda kuşlar ötüyor. ve bahar geldi dallarına ağaçların. belki annanemin dilediği gelinliği parça parça ağaçlara dağıtmışımdır ben. bu beyazlığın başka açıklaması yok. bir arkadaşım vardı, uzun yıllar komşuluk yaptık. ben annanne derdim o da bana gülerdi. arkadaşım değişti fakat söz değişmedi. annanem de değişmedi. gözü yeşilmiş, 18'imde fark ettim.

18'imi hatırlayamıyorum. elimde aylar 25leri...

daha ne anlatayım istersiniz? şiirleri, şehirleri, gülüşleri özlüyorum.

*sana bir ad verdim. seni tay diye yazacağım.

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page