top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

rezerve


Sonra sen uyursun. Ben sana birkaç cümle yazarım. Utangaçsın, mutlu oldum diyemezsin. Ama mutlu olursun, bilirim. Bu da önümüzdeki otuz yıl böyle olur. Günlük teklifimi buraya bırakıyorum. Utangaçsın, tamam diyemezsin. Ama beklerim. Benim bakacağım fotoğraflar yok. Fakat yıldız saymasını iyi bilirim. Aramızda yedi bin yıldız var. Sanırım 22 gece. 22 gece çarpı yedi bin yıldız. (Çocuğum matematik işlemleri senden sorulur) Uzak yapmadı değil mi, doğru söyle. Gerçi duygusalsın, uzak diyemezsin. Ama ben seni, uzak desen de beklerim. Yolları mühendisler yapar. Barajları, sarayları ve büyük enerji santrallerini de. Hem de hem birinci hem ikinci fazını. Uçakları da mühendisler yapar. Peki yıldızları? Peki daktiloları? Herkes üzerine düşeni yapsın. Bir asistan hem yazıp hem okusun, birkaç inek ot yesin ve bir kedi tüm gündüz uyusun. Ve lütfen biri çıkıp söylesin, uçaklı yüzükleri kim yapar? Çeneleri kim kapatır? (Çocuğum nasip dediğin şey bir bilinmezliktir. Bilinmezi çekici kılansa bizim hayal gücümüzdür. Bilmediğimiz şeyi dilediğimiz gibi hayal edebiliriz. Söyle bakalım senin empati kuran yapay zekan beni uyaracak mı bu kez? Fakat o naif, o utangaç, o duygusal beyle konuşursan yine üzüleceksin, bu sebeple konuşmanı engelliyorum, diyecek mi? Söyle ona demesin.) Güzelsin, güzel bakarsın bilirim. Gece neşem, akşam çiçeğim, beklerim.

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page