top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

icat


-Efendim, tüm dünya yeni icadınız hakkında konuşuyor. Siz bu konu hakkında ne söyleyeceksiniz?

-Bütün dünyanın konuşması gereken bir icat yaptık ekip arkadaşlarımızla, yalan değil. (Gülüyor)

-Peki fikir nasıl ortaya çıktı?

-Çok uzun zamandır aklımda olan bir şey değildi doğrusu. Her zaman buna benzer şeyler düşünmüştüm; ama bunu bir icat olarak yapma ve satışa sunma fikri 2017 yılında bir sonbahar günü aklıma geldi.

-Sanırım o zamanlar Edirne'deydiniz?

-Evet. Edirne'deydim ve malum sebeplerden eşimle ayrıydım, biliyorsunuz.

-İcadın perde arkasında bu ayrılık mı var yani?

-Bu ayrılık pek çok şeye sindi elbette. Yani o dönem yazdığım öykülerde, attığım adımlarda, aldığım kararlarda hep bu ayrılık var. Ama icat için sadece bu ayrılıktan doğdu diyemeyiz. Bu ayrılığın getirdiği bir hasretten doğdu ya da belki de bu ayrılıktan da öte bir sebepten doğdu demek daha doğru olur.

-Öte bir sebep derken?

-Bakın, yaptığımız icat yalnızca geceleri sevdiklerinize kavuşmanızı sağlayan alelade bir şey değil. Bir büyüğümüz yüz yıllar önce, uyku ölümün kardeşidir demiş. Biz aslında, kendi kardeşinizi seçmenizi sağlıyoruz, diyebiliriz en basit haliyle.

-Yani icadın yapılmasının ailenizle de mi ilgisi var?

-Hayatta her şey biraz da ailemizle ilgilidir; ama şu an olaya doğru yerden bakmıyormuşsunuz gibi hissediyorum.

-Aslında ben herkesin kafasındaki bir soruyu sormak istiyorum. Siz rüyaları programlayabildiğimiz bir icat yaptınız. Artık sizin sayenizde tüm dünya, gece yatmadan önce göreceği rüyayı ayarlayabiliyor ve uykuya daldığı anda, önce sizin şirketinizin reklamını gördükten sonra pek tabii, istediği rüyayı görüyor. Herkes size minnettar ve yine aynı herkes bu icadın perde arkasını merak ediyor. Elbette ben de onlardan biriyim.

-Anlıyorum. İnsan zaten bilme ihtiyacı hisseden bir varlık. Olayların nedenini niçinini bilmek istememiz hep bu yüzden. Hele sevdiği veya beklediği şeyler hakkında bu ihtiyaç daha da artıyor. Ama bizim hikayemiz oldukça basit. Biraz önce de söylediğim gibi, o zaman Edirne'deydim, eşim benden uzaktaydı ve bu nahoş bir uzaklıktı. Uzun zamandır kendisini rüyamda göremiyordum ve bu beni çok rahatsız ediyordu. Bir keresinde rüyama girmeyi başardı; fakat o rüyada yine tutuklandı. Bu durum artık gına getirmeye başlamıştı. Bir gün kendisine mektup yazarken bu durumdan şikayet ettim ve rüyaları programlayan bir makinenin hayalini kurdum. Mektubu bitirince, çünkü mektup yarım bırakılacak bir şey değildir, ekip arkadaşlarımızdan Zafer Hoca'yı aradım. Bildiğiniz gibi kendisi ülkemiz için çok değerli bir beyindir. İcadın üzerine uzun uzun düşündük, hem teknik açıdan hem de hukuki açıdan. Biliyorsunuz biz ikimiz bir araya gelince bütün olaylar teknik ve hukuki olmak üzere iki açıdan incelenir. O an ulaşabildiğimiz avukat arkadaşlardan yardım aldık. Ulaşabildiğimiz diyorum; çünkü bu ara avukat arkadaşlarımızın mesaileri oldukça yoğun. Bu yoğunluk sebebiyle istediğimiz bütün avukatlarla çalışamadık maalesef. En sonunda kafamıza takılan, aşamadığımız kimi sorunları ve icadın yaratacağı bazı ahlaki sorunları, dünyanın en büyük üniversitesinde ders veren çok kıymetli Ertuğrul Hocamıza danıştık. Uzun gece mesaileri yaptık ve işte, en sonunda oldu.

-Ahlaki sorunlar dediniz, bu icadın en başta özellikle de ahlaki açıdan çok eleştiri aldığını biliyoruz. Bu konu hakkında neler söyleyeceksiniz?

-Eleştiriler bizim zenginliğimizdir. Duyduğumuz eleştirileri de elbette dikkate aldık. Bilhassa psikanaliz kuramcıların oldukça eleştirisi oldu; ama ben ve ekibim bu eleştirileri doğru açılardan okuyup icadı daha ileriye götürebilecek şekilde onlardan yararlanmanın bir yolunu bulduk.

-Rüyalarımızın bilinçaltımızla ilgili olduğunu söylüyorlardı psikanaliz kuramın savunucuları. Sizse buna devrim niteliğinde bir yenilik getirdiniz?

-Aslında pek öyle sayılmaz. Biz de aklınızdan geçenleri, kalbinizden geçenleri, bilinçaltınızda ya da üstünüzde olanları görmenizi sağlıyoruz hala. Ama artık ipler sizin elinizde.

-Rüyalarımızın iplerini nasıl ele aldığımızı anlatabilir misiniz biraz? Yani icat ne gibi yenilikler getiriyor?

-Öncelikle rüyalarınızın kontrolünü size veriyoruz bu icatla. En basitinden rüyanıza kimin gireceğini seçebiliyorsunuz. Eğer arkada bir kalabalık olacaksa, o kalabalık için de belli fiziksel özellikler seçebiliyorsunuz. Rüyanızın iç ya da dış mekanda mı geçeceğine ve elbette bu mekanın neresi olacağına kendiniz karar veriyorsunuz. Bazı nedenlerden dolayı kimi mekanlarla anlaşma imzalayamadık; eğer istediğiniz mekan veritabanımızda yoksa ona en uygun mekan size öneri olarak sunuluyor. Rüyanıza telif ödemelerini yaptığımız şarkıları ve sesleri ekleyebiliyorsunuz. Hatta bazı rüyalarınızı anlaşmalı sanatçılarımızdan birinin konserinde geçirebiliyorsunuz. Konuşma metinlerini tamamen değiştiremiyorsunuz; bunun rüyaların elini kolunu fazlaca bağlayacağını düşündük ve bilerek devre dışı bıraktık. Ama konuşmalar için kimi özellikler getirdik. Mesela küfürsüz seçeneğini aktive ederek rüyalarınızın tadınızı kaçırmasını engelleyebiliyorsunuz. Bu bilhassa taraftar müşterilerimiz için gerekli bir özellikti. Belli temaları da devre dışı bırakabilirsiniz. Benim rüyalarımda hapishane, tutuklama, mahkeme gibi olaylar hiç geçmez, hissedilmez bile. (Gülüyor) Yani özetle, artık sevdiğiniz biriyle aynı rüyayı görmeniz mümkün ve nasıl bir rüyada buluşacağınıza gece yatmadan önce karar verebilirsiniz.

-Peki rüyalarımızın başında şirketinizin reklamını görmemiz neden? Reklamı atla seçeneği de olmadığı için, her gece 30 saniye boyunca şirketin tanıtımını görüyoruz ve neredeyse ezberlemiş durumdayız. Bu da eleştirilerden biriydi sanıyorum?

-Evet, bu da eleştirilen bir husus oldu. Ama yine olaya yanlış açıdan yaklaşıldığını düşünüyorum. Yani biz bu tanıtımı, her gece gösterelim de milletin beynine kazıyalım diye yapmıyoruz. Dolaylı yoldan buna sebebiyet veriyor olabiliriz; ama bizim asıl hedefimiz bu değil. Ki o yüzden, tanıtım filmimizi oldukça kısa tuttuk. Eğer asıl hedefimiz bu olsaydı, 5 dakikalık bir kısa film şeklinde de tasarlayabilirdik.

-Nedir asıl hedefiniz?

-Dua ve iyi dilek almak tabii ki, artık siz hangisini uygun görüyorsanız.

-İnsanlar size duacı olsun istiyorsunuz yani?

-(Gülüyor) Öyle demeyelim de, insanlar mutlu uyansın ve uyandıklarında da bir günaydını bize yollasın istiyoruz.

-Yolluyorlar mı peki?

-Tabii ki. Sosyal medya hesaplarımıza gelen yorumların çoğu günaydınla başlıyor. Üstelik icadımız tüm dünya üzerinde satışa sunulduğu için, 24 saat boyunca günaydın alabiliyoruz.

-Bu mükemmel bir his olmalı.

-Öyle. Yani siz gecenin en karanlık anındayken dahi, dünyada bir yerde sabah olduğunu bilmek, elbette mükemmel.

-Peki icadın neden bir adı yok? Neden ona yalnızca icat diyoruz?

-Bu konuyu da ekip arkadaşlarımızla uzun uzun tartıştık. İsim konusunda kararlarına saygı duyduğum Elif Hanım'la ayrıca tartıştık. En sonunda bu icadın özünde bir icat olduğu ve hiçbir vasfının bunun önüne geçmemesi konusunda fikir birliği sağladık. Bir de en sevdiğim yazar olan Hasan Ali Toptaş Bey gibi, bu hakkı size bıraktık diyelim.

-Nasıl yani?

-Bizim ekip olarak bu icada bir ad vermemiş olmamız, sizin bu icada kendi aranızda bir isim bulamayacağınız anlamına gelmez. Mesela ben yakın çevremden bu icada farklı isimler koyanları biliyorum.

-Birkaç örnek verebilir misiniz?

-Elbette. Rüyamatik, Rüyalarda Buluşuruz, Rüyalarım Olmasa, Rüyada... Bunlar yalnızca benim duyduklarımdan birkaçı.

-Şarkı isimlerinden fazlaca yararlanmışlar anlaşılan.

-Haksız sayılmazlar. (Gülüyor)

-Peki işlerin çığırından çıkması gibi bir ihtimal var mı? Yani hem rüyalarımızda hem de gerçek hayatta?

-Bu konu da bizi zorlayan bir başka mesela oldu. Biz insanların gerçekleştirmek istedikleri ya da hiç olmazsa rüyalarında görerek deneyimlemek istedikleri olaylar yaratmalarına fırsat veriyoruz. Ailesi tarafından belki "Kömüş gibi yatıyor kaç saattir" denilerek ezilen bir bireyi, hiç olmazsa kendi rüyalarının yönetmeni haline getiriyoruz. Yine de bunları yaparken, akışı tamamen ortadan kaldırıyor değiliz. Yani rüyalarda geçen konuşmalara müdahale etmediğimiz gibi, gerçekten gerçekleşmeyecek fantastik bir rüya görülüyorsa, ki bunun için etrafta mavi yaratıkların uçuşması gerekmez, "Bu rüyada görecekleriniz tamamen icadın ürünüdür. Gerçek hayatta olaylar bu şekilde gitmeyebilir" uyarısı bir süre yanıp sönüyor.

-Bu konuyla ilgili birtakım dava hazırlıkları olduğunu okuduk geçtiğimiz günlerde. Sanırım sevdiği kişiye rüyasında kavuşan genç bir aşık, rüyasında gördüklerinin etkisi altında kaldıktan sonra sevdiği kişiye açılmış ve tokat yemişti. Size manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyordu.

-Evet doğru. Başka meselelerle yoğun bir mesai geçirmeyen avukat arkadaşlarımız bu meseleye yoğunlaşmış durumdalar. Uyarı yandıysa bizim bir sorumluluğumuz olmayacaktır diye düşünüyorum.

-İcadın böyle bir yeteneği var mı? Neyin olup olmayacağına nasıl karar veriyor?

-Bunları açıklamamı bekleyen birkaç rakip firma var. (Gülüyor) Buna birtakım parametreler ve kader grafikleri ile karar veriyoruz diyelim.

-Rakip firmalardan bahsettiniz. Sizin icadın piyasaya çıkmasından sonra, başka firmalar da rüyalarla ilgili birtakım projeleri olduğunu açıkladı. Bu konu ile ilgili neler söyleyeceksiniz?

-Rüyalar bizim zenginliğimizdir. Bizim bu alanda tek olmak gibi bir amacımız yok. Biz sadece gecelik mutluluklar sunan bir icat yaptık. O mutluluğun gün içinde de sürmesini hedefledik ve şimdilik bunu başardık. En azından ben artık daha mutlu uyanıyorum. (Gülüyor)

-Yani rakip bir firmanın ürününü de kullanabilirim mi diyorsunuz?

-Neden olmasın? İş hayatında rakip olmamız, güzel rüyalar görmekten kaçınacağımız anlamına gelmiyor.

-Bu icattan önceye kıyasla hayatınızda neler değişti?

-Az önce de söylediğim gibi, artık daha mutlu uyanıyorum. (Gülüyor) Sizin de gördüğünüz gibi daha çok gülüyorum. Eşimle arama girebilecek bir duvar, dikenli tel, insan ya da kanun maddesi tanımıyordum zaten, artık bir gece ve uyku da tanımıyorum. Onun dışında bildiğiniz gibiyim. Yani pijamalı ve sıradan.

-Eşinizi gördüğünüz rüyalar dışında programladığınız başka rüyalarınız da var mı?

-Elbette var. Rüyalar, bizim işleri yoluna koymamızı sağlıyor. Günlük hayatta canımı sıkan bir mesele olursa, onu rüyamda halletmeyi ve uyandığımda bu meseleyi kafamdan çıkarmayı istiyordum hep. Bu icat bana işte bunu sağlıyor.

-Peki icadın günlük meseleleri çözmek gibi bir becerisi var mı gerçekten?

-Uyarının belirip belirmemesine bağlı. (Gülüyor) Hiç olmazsa rüyamda halledebilmek beni rahatlatıyor diyelim. Onun dışında bir süper kahraman icat ettik sayılmaz.

-Bu röportajı okuyanlar için başka bir diyeceğiniz var mı?

-Elbette. Onlara şirketimizin adıyla seslenmek isterim: İYİ GECE!

66 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page