top of page
  • Yazarın fotoğrafıEsma Aydan Dikmen Aksoy

gayri hukuki


Bay Hukuki Çetin CEVİZ. İşte bu öyküdeki kahramanımız. Diğer öykü kahramanlarımızın aksine, kendisinin bir adı var ve fakat o henüz bunun ne demek olduğunu bilmiyor.

Oysa yıllardır yan yanaydık Bay Hukuki, doğrusu beni hiç tanımamış olmanıza biraz üzüldüm. Yine de sizi anlatacağım dostlarıma, anlatacağım efendim; onlar da bilsinler.

Mesela adı, babası koymuş onu. Biraz garip bir isim değil mi sizce de? Oysa dedesinin adı falan da değilmiş. Yazım yanlışı hiç değilmiş. Yine de, hani bunu mu demek istediniz: Hulusi. Ama siz böyle şeylere alışıksınızdır. Bu ülkede hukuka dair şeyler hep yanlış anlaşılır.

Hukuk da hakkın çoğulu demek. Fakat kahramanımız baştan beri tekil.

Kendisi insanın adıyla müsemma olduğuna hiç inanmamış. Gözü dışarıdaymış, dışarıda derken; hovardalık manasında değil, gezmeyi severmiş yani. Birkaç ülke gezmiş, sonra yurt dışına çıkışı yasaklanmış. Neden derseniz, sebebi nevi şahsına münhasır değil. Herkesi ülkeye hapsetmişler, Bay Hukuki'yi de kervana katmışlar. Hiçbir yere gidemeyeceğini anlayan Hukuki, yerinde saymaya başlamış. Allah sizi inandırsın, bir milyona kadar saymış ve bu tam iki yıl sürmüş. Sonrasında adının hakkını verip kendini hukukçu ilan etmiş. Hukukçu dediysek, avukat olmuş canım.

Avukat olmuş olmasına da cübbesi üzerine tam uymamış. O da cübbenin gönlünü yapabilmek için, cübbeyi hep yanında taşımış. Bir nevi süper kahraman; ama sadece CMK görevlerinde ortaya çıkıyor. Cübbe alışık değil öyle gün yüzü görmeye. Yerde falan sürünse amenna, hepsini yaşadı daha önce; ama bu? Ne yapacağını bilememiş, en sonunda Bay Hukuki'yle barışmış. İyi arkadaş olmuşlar mı bilemem; hiç olmazsa artık kol kola karakol geziyorlar.

Cübbeyle sorununu halletmiş halletmesine de, yine de bir garip avukat şu bizim Çetin Ceviz. Siz hiç adliyede çocuk romanı okuyan avukat gördünüz mü? Hem de ceza duruşması beklerken. Neymiş efendim oyuncakların kalbi varmış, neymiş efendim kitapların gücüne inanırmış. Vallahi normal avukatlar böyle şeyler yapmıyor. Ama hangisinin yaptığı doğru ki?

Dilekçelerinde bilinç akışı tekniği kullanıyor. Öyle olunca kimse anlamıyor ne yazdığını. İşin kötüsü, günlük hayatında da bilinçli olmayan bir akış yaşıyor. Ama Bay Hukuki, artık durma zamanı. Belli ki sizin işler yine yolunda gitmeyecek. Cübbeniz size bir nebze daha lazım olacak. Belki sonra sizi insanlar da sevecek. Adınız artık kimseye garip gelmeyecek; okurlarıma öğrettim, hem de üçünü birden. Bu dünyada ardınızda bıraktığınız tek şey dilekçeleriniz olacak. Ben çektim bunun acısını, biraz üzülünce geçiyor. Belki siz başka formüller bulursunuz. Gece yarılarında mavi masalar kurar bir güzel dertlenirsiniz. Uyarmak gibi olmasın Bay Hukuki; ama sorunlar böyle çözülmüyor. Hem onu da boşverin, mesai yaklaşıyor.

Artık adınız şahsınızla müsemma. Yerinizde saydığınız tek şey, sizin rüya koyunlarınız. Beni tanımamışsınız ya, olsun; o da dert değil. Siz şimdi uyuyunuz, uyanınız. Sabah olduğunda bu öyküyü zaten unutacaksınız.

*Bu fotoğraf Elif Külah'a aittir.

46 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page